2 Temmuz 2008 Çarşamba

- Eski türk filmleri izlerken ''bu filmlerde hala da izleniyor haaa'' dememiş bi kişi bile tanımadım.
- Dantel örme işine akıl sır erdiremiyorum, tamam iki ters bir düzde, nereye ters nereye düz anasını satayım, sayısına hiç girmiyorum bile.
- Yer yer sokak ortasında, ''allahıma çeyrek altın'' diye eğilip bir çok hüsrana imza atmışlığım vardır.
- Elleri kir, pis, yağ içinde olan adamlarla el sıkışmayı bilekten yapmaya bir anlam veremiyorum. Bileğini tuttuğun adamda bi şekillere giriyor ki sanırsın ayaküstü bizi s.kiyor haa. lan altı üstü bileğinden tuttum, akabinde hemen de bıraktım. ne bu ayak.
- Basın sitesi' nde ki bi kahvede, ''lavaboya tükürmeyiniz'' uyarısının altına, ''en azından musluğu açabilir miyiz?'' diye yazacakken, kahveci adamın suratını hatırladıktan sonra vazgeçtim.
- Plastik futbol topu filesinin içinde, patlamış ya da havası inmiş muhakkak bir plastik top vardır. Tespitse tespit. eheh.
- ilk olarak evin adresi ile evin telefon numarası öğretilen çocuklardandım. duygusal anlar.
- Ateşi başına vurmuş liseli bi grup ergenin, geçen kızlara 10 üzerinden puan verdiklerine şahit oldum. Bence de yedi.
- Ergenliğinin başında, otuz bir çekmekten çakozladığı, eylemi yerine getirirken, otuz bire kadar saymak zannetmiş bi arkadaşım vardı, (29, 30, 31 e hani) elinden tuttum da uçurumdan aldım adamı.
- Son günlerde, fiziksel açıdan ''küçük kız dalyan çocuk'' diye tanımlayabileceğimiz ilişkilere bir hayli rastlıyorum. Ayrıca pis şeyler düşünmek de istemiyorum.

Hiç yorum yok: